Anavatanı Kuzey Amerika ve Asya olan çınar ağacı, ırmak ve nehir yataklarında bulunsa da esasen süs bitkisi olarak yetiştirilir. Ömürleri çok uzun olan bu çınar ağaçları bin yıla ulaştığı hatta aştığı bilinmektedir. Kökleri sağlam, dalları dağınık ve kalın, kirli havayı emme özelliğine sahip, üstleri yaygın ve geniş olan çınar ağaçları çok hızlı bir şekilde büyüme özelliğine sahiptir.
İşte bu ağaçlardan şehrimizin tam ortasında bulunan üç yüz yıllık bir geçmişe sahip olan çınar ağaçları için pek çok rivayetler vardır. Reşadiye Caddesi üzerinde bulunan bu çınar ağaçların altında çok zengin bir hazinenin olduğu ve idam sehpası olarak kullanıldığıdır.
Fatsa’nın simgesi olan bu tarihi çınar ağacı “Anıt Ağaç” olarak tescillenmiş olup, ilçemiz inde bir sembolü olduğunu hep söyleriz. Asırlık olan bu ağaçların yazın yemyeşil görüntüsünün altında, gölgesinde insanlarımızın buluşma sohbet etme ve dinlenme yeri olarak farklı bir güzelliği yansıttığında biliyoruz.
Ama ne yazık ki korunması konusunda yeterli sahiplenme hassasiyetini gösteremiyoruz. Etrafı açılmış kökleri meydanda sanki sudan çıkmış balık gibi can çekiyor. Fatsa’nın simgesi olduğunu, sembolü olduğunu hep söylediğimiz bu anıt ağacın zarar görmesine nasıl sessiz kalabiliriz. Bu konuda gereken hassasiyetin gösterilmesi gerekir.
Bu doğal güzelliği koruma adına, elimizden gelenin en iyisini yapmalıyız. Bu tarihi çınarlara çok iyi bakmamız gerektiğini düşünüyorum. Asırlık olan bu Çınar ağaçlarının çok büyük geçmişi olduğunu biliyoruz. O zaman, Birey olarak toplum olarak özelliklede kurum olarak sahip çıkmalıyız. Aslında bu bizim, yıllara tanıklık etmiş olan çınar ağaçlarına karşı ulvi bir görevimiz olsa gerek.
Çınarlar, kentlerin kurumsallaşmış ve anıtlaşmış hallerinin bir göstergesidir. Onları koruyalım!
Yakup YEŞİLTAŞ
Fatsa Dernekler Federasyonu
Genel Başkanı